Cinsiyet ücret farkının ne olduğunu ve neden ortaya çıktığını bir önceki yazımızda ele almıştık. Şimdi ise, dünya genelinde ve Türkiye’de bu durumun nasıl bir tablo çizdiğine ve bu konuda neler yapılabileceğine yakından bakalım.
Küresel ölçekte ve Türkiye’de cinsiyet ücret farkı ne kadar ciddi boyutlarda? Bu sorunun çözümü için hangi adımlar atılmalı?
Küresel ölçekte baktığımızda, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre, kadınlar iş gücünün %42’sini oluşturmasına rağmen, üst düzey liderlik pozisyonlarında yalnızca %31.7 oranında temsil ediliyor. Ekonomik katılım ve fırsat eşitliği puanı da küresel olarak yaklaşık %66.7, bu da iyileşme olduğunu ancak iş gücü temsilinde ve kazançlarda devam eden eşitsizlikleri gösterir.
Türkiye’ye geldiğimizde, kadınlar genel olarak erkeklerden %31 daha az kazanmakta. Bu fark, bazı iş türlerinde oldukça belirgin: Günlük ücretli çalışan erkekler, kadın meslektaşlarından %85.8 daha fazla, kendi hesabına çalışan erkekler ise kadınlardan %77.3 daha fazla kazanıyor. Sektör bazında, inşaat ve imalat gibi geleneksel cinsiyet rollerinin ve işgücü piyasası dinamiklerinin etkili olduğu alanlarda ise ücret farkı çok daha belirgin. Kadın işçilerin daha az temsil edildiği ve daha düşük ücret aldığı bu sektörlerde, cinsiyetler arası ücret farkı ciddi boyutlara ulaşabiliyor.
Yaş gruplarına göre incelediğimizde, Türkiye’de genç kadınlar, yaş ilerledikçe büyüyen bir ücret farkıyla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, dünya genelinde de benzer şekilde, kadınların üst düzey liderlik pozisyonlarına erişiminin daha zor olmasında kendini gösteriyor. Teknoloji ve finans gibi sektörlerde, hem küresel olarak hem de Türkiye’de, eğitim ve deneyim seviyeleri benzer olmasına rağmen kadınlar daha yüksek maaşlı pozisyonlarda daha az temsil ediliyor. Bu durumun kaynağı olarak kadınların kariyerlerinde ilerledikçe karşılaştıkları “cam tavan” etkisinden bahsedebiliriz.
Cam tavan etkisi: Kadınların ve azınlıkların kariyerlerinde belli bir noktaya kadar yükselebilmeleri, ancak o noktadan sonra görünmez bariyerlerle karşılaşarak daha üst düzey pozisyonlara ulaşmalarının engellenmesi durumudur. Bu terim, bu kişilerin kariyerlerinde ilerlemelerini sınırlayan görünmez engelleri ifade eder.
Cinsiyet ücret farkını kapatmak çeşitli sektörlerde ve yaş gruplarında hedeflenmiş çabalar gerektirdiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de eşit ücret politikalarını teşvik etmek, liderlikte daha fazla temsil sağlamak ve erkek egemen sektörlerde cinsiyet eşitliğine yönelik olarak kadınları desteklemek önemli ilerlemeler sağlayacaktır. İş yerlerinde bu tür eşitlikçi uygulamaları hayata geçirmek, hem kurumların hem de toplumun genelinde olumlu fark yaratacaktır.
Cinsiyet ücret farkını kapatmak için, maaşların daha rahat konuşulabilmesinden de bahsetmemiz lazım. Bunu, kültürel olarak bir tabu olmaktan çıkarmalıyız. Çalışanların birbirleriyle maaş ve yan hak bilgilerini paylaşması teşvik edilmeli. Zor olsa da, eşit ücret talep edebilmek için meslektaşlarımızın ne kadar kazandığını da bilmemiz gerekir. Bu sorumluluk sadece bireysel ele alınmamalı. Aynı zamanda şirketlerin, erkek ve kadın çalışanlar arasında maaş farklılığı olup olmadığını düzenli olarak iç denetimlerle gözden geçirmesi gerekir.
Sonuç olarak, cinsiyet ücret farkı ile mücadele etmek, hem Türkiye’de hem de küresel olarak iş gücü eşitliğinin sağlanması ve genel toplum refahı için kritik öneme sahiptir.
Siz çalışma hayatınızda cinsiyet ücret farkıyla karşılaştınız mı? Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen bizimle paylaşın.
Kaynak: Dünya Ekonomik Forumu, DİSK-AR, ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu, OECD Ekonomi Bölümü Çalışma Raporları ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Raporları