Yaz tatilleri, yoğun tempodan uzaklaşıp nefes almak için hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu anlardan biridir. Ancak araştırmalar, tatil sonrası dönüş sürecinin sanıldığı kadar kolay olmadığını gösteriyor. Global teknoloji ve İK şirketi UKG’nin 2025 Ocak raporuna göre, tatil sonrası ilk haftalarda verimlilikte belirgin bir düşüş yaşanıyor. Bunun nedeni ise “tatil sonrası sendromu” dışında, aynı zamanda çalışanların tatilde gerçekten dinlenememesi olarak da görülüyor.
Dayforce’un Mayıs 2025 raporuna göre, çalışanların tatilde işten tamamen kopabildiklerini söyleme oranı son üç yılda istikrarlı bir şekilde geriliyor. 2022’de %47 olan oran, 2023’te %39’a, 2024’te ise %37’ye kadar gerilemiş durumda. Yani her geçen yıl daha fazla çalışan, tatilde dahi zihnini işten uzaklaştıramıyor. Ayrıca, çalışanların %15’i tatilde gizlice e-posta yanıtladığını, toplantılara katıldığını ya da proje takibini sürdürdüğünü kabul ediyor. Bu durum, tatilin asıl amacını, yani yenilenme ve enerji toplama fırsatını zayıflatıyor. Çalışanlar yeterince dinlenemediğinde, geri dönüşte yalnızca fiziksel yorgunluk değil, aynı zamanda motivasyon kaybı ve odaklanma sorunları da beraberinde geliyor. Bu da ofise dönüş sürecini hem bireysel hem de kurumsal açıdan daha zorlu hale getiriyor.
Şirketler bu süreci nasıl yönetebilir?
Öncelikle, tatil sonrası dönemi yeniden bir başlangıç olarak görmek önemli. Çalışanların ilk hafta aşırı yoğun iş yüküne maruz kalmaması, adaptasyonu kolaylaştırıyor. Basit düzenlemeler, örneğin esnek toplantı takvimleri, hafifletilmiş proje planlamaları, moral üzerinde büyük fark yaratabiliyor. Ayrıca yöneticilerin bu dönemde empatiyi ön planda tutmaları, ekibin yeniden odaklanmasına yardımcı oluyor.
Bir diğer önemli nokta, tatil dönüşünün yalnızca bireysel değil, kolektif bir süreç olarak ele alınmasıdır. Ortak paylaşım toplantıları veya takım kahvaltıları, çalışanların tatilden edindikleri enerjiyi iş ortamına taşımalarını kolaylaştırıyor. UKG’nin bulguları, işyerinde pozitif sosyal bağların üretkenlik üzerinde doğrudan etkili olduğunu gösteriyor.
Tatil dönüşleri şirketler için verimliliğin düştüğü süreçler yerine değerlendirilecek fırsatlar haline gelebilir. Yöneticilerin küçük ama stratejik adımları, çalışanların motivasyonunu hızla yeniden yükseltecektir. Tatilde “kopabilen” ve tamamen dinlenebilen çalışan sayısı azalıyor olsa da, dönüşte yaratılacak sağlıklı çalışma ortamı, verimliliği uzun vadede sürdürülebilir kılar.