Birçok gencin hayali iyi bir üniversiteden mezun olduktan sonra kendi ayakları üzerinde durmak, ekonomik bağımsızlığını kazanmak ve aile evinden ayrılmak. Özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’da bu adım, yetişkinliğe geçişin doğal ve hatta beklenen bir parçası. Son yıllarda Türkiye’de de benzer bir beklenti giderek yaygınlaşıyor. Gençler tam da bu adımı atmaya başlamışken, şimdi bir çoğu yeniden aile evine dönmek zorunda kalıyor. Ekonomik baskılar, yükselen kiralar ve belirsizleşen iş koşulları, bireyselleşme adımlarını yarıda kesiyor. Yuvadan çıkmak bir özgürlük sembolüyken, geri dönüş artık yalnızca bir geri adım değil, yeni bir geçiş evresi olarak görülüyor.

2025 yılı verileri bu dönüşün ne kadar yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz aylarda yayınlanan, Thrivent’in gerçekleştirdiği “Bumerang Gençlik Anketi“ne göre, 18-35 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin %46’sı hâlâ ya da yeniden aileleriyle birlikte yaşıyor. ABD Nüfus Sayım Bürosu verilerine göre, 2000 yılında %27.7 olan bu oran 2023’te %50.6’ya yükseldi. Bu da son yirmi yılda %80’i aşan bir artış demek. Dolayısıyla bu tablo artık bireysel tercih ya da geçici bir dönem olarak yorumlanamayacak kadar güçlü bir toplumsal dönüşüme işaret ediyor.

Gençlerin bu kararı almasında yükselen konut fiyatları, öğrenci kredileri, artan yaşam maliyetleri ve belirsiz iş piyasası önemli rol oynuyor. Thrivent’in araştırmasına göre, ebeveynlerin %38’i bu durumun emeklilik planlarını sekteye uğrattığını belirtirken, %39’u ise kendi finansal hedeflerinden vazgeçmek zorunda kaldığını söylüyor. Aile içi dayanışma kimi zaman gençlere bir güvenlik ağı sunarken, uzun vadede iki taraf için de ciddi ekonomik planlama gerektirebiliyor.

Bu tablo yalnızca ABD’ye özgü değil. OECD’nin geçen yıl yayımladığı Society at a Glance raporuna göre, 20-29 yaş arası bireylerin ebeveynleriyle yaşama oranı 2006’da %45 iken, 2022’de %50’ye yükseldi. Üstelik bu artışın durması beklenmiyor. Son üç yıldır yaşanan küresel ekonomik zorluklar, pandemi sonrası toparlanma sürecinin dengesizliği ve yaşam pahalılığı, gençlerin bağımsız bir yaşam kurma hayalini daha da uzaklaştırıyor. OECD, bu eğilimin 2025’te de devam ettiğini ve genç yetişkinlerin ebeveyn evine dönüş oranlarının birçok ülkede artmaya başladığını tahmin ediyor.

Yuvaya dönüş artık yalnızca ekonomik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda toplumsal bir göstergedir. Bu durum, yeni neslin bağımsızlık istemesine rağmen sistemin bu isteği karşılayacak esnekliği sunamamasının bir sonucudur. Gençlerin yeniden aile evine dönmesini bir geri adım olarak görmemek gerekir. Mevcut şartlarda ayakta kalmak ve geleceği yeniden kurgulamak için stratejik bir karar olarak değerlendirmek doğru olur. Ancak bu geçiş döneminin sağlıklı ve olumlu sonuçlar doğurabilmesi için, hem bireysel farkındalık hem de toplumsal anlayışla desteklenmesi büyük önem taşıyor.

Benzer Yazılar

Başarılı Bir İş Görüşmesi İçin Yapacağınız Basit ve Hızlı 5 Hazırlık

CV’nizdeki bilgilerin güncel ve doğru olduğundan emin olun. …

Cinsiyet Ücret Farkı Nedir? Neden olur?

Aynı yetkinliklere sahip kadınlar ve erkekler arasında maaş …

SON BLOG YAZILARI

Tatil Sonrası Sendromunu Yönetmek

Yaz tatilleri, yoğun tempodan uzaklaşıp nefes almak için hepimizin en …

İK deneyimli CEO’ların Devri Geliyor

Son yıllarda liderlik anlayışında belirgin bir dönüşüm yaşanıyor. Finans ya …

Gen-Z’nin Terfi Anlayışı “Kariyer Döngüsü”

2025 Deloitte Global Gen Z ve Millenials anketi, Gen Z’nin …

ETİKETLER