İşe alımda artık sadece diploma değil, yetkinlik de konuşuyor ve bu sadece bir trend değil, global bir dönüşüm.

İşe alım dünyasında sessiz ama güçlü bir devrim yaşanıyor. Yıllar boyunca adayların mezun oldukları okullar, sahip oldukları diplomalar, prestijli kurum isimleri işe alım kararlarının merkezindeydi. Ancak artık daha fazla işveren, bu geleneksel yaklaşımın yetersiz olduğunu kabul ediyor ve işe alım sürecini yetkinlik temelli bir yaklaşımla yeniden kurguluyor.

TestGorilla’nın 2024 tarihli State of Skills-Based Hiring raporuna göre, işverenlerin %81’i artık işe alım kararlarını yetkinlik temelli olarak veriyor. 2023’te bu oran %73, 2022’de ise sadece %56’ydı. Yani yalnızca iki yıl içinde ciddi bir dönüşüm yaşandı. Özellikle Avustralya ve Latin Amerika gibi bölgeler bu konuda başı çekerken, Fransa bu yaklaşıma en mesafeli ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Şirket ölçeğine baktığımızda ise, orta ölçekli firmaların bu yöntemi daha yaygın şekilde benimsediğini görüyoruz.

Neden bu kadar hızlı bir geçiş yaşanıyor?

İşverenler artık diplomanın yalnızca bir başlangıç noktası olduğunu ve adayın potansiyelini ya da iş başındaki performansını değerlendirmek için tek başına yeterli olmadığını kabul ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı, iş yapış biçimlerinin değiştiği bu dönemde, sadece akademik geçmişe odaklanmak yetersiz kalıyor. Kurumsal kültüre uyum, problem çözme becerisi, öğrenme yeteneği ve teknik yetkinlikler işe alım kararlarında giderek daha belirleyici hale geliyor. Adayların sahadaki başarısını daha doğru şekilde tahmin etmek isteyen şirketler, bu yüzden yetkinlik temelli işe alımı tercih ediyor. TestGorilla’nın 2024 tarihli kapsamlı raporu da bu eğilimi net şekilde ortaya koyuyor. İşverenlerin %94’ü, yetkinlik temelli işe alımın, bir adayın iş başındaki gerçek performansını özgeçmişe kıyasla çok daha isabetli bir biçimde öngörebildiğini ifade ediyor.

Bu öngörü, yalnızca daha doğru işe alım kararlarını değil, uzun vadede daha güçlü ekip yapılarının kurulmasını da mümkün kılıyor. Ekip içi çeşitliliğin artması, işe alım hatalarının azalması, çalışanların şirkette kalma süresinin uzaması ve genel işe alım maliyetlerinin düşmesi gibi kazanımlar sağlıyor. Bu da sadece insan kaynakları değil, tüm organizasyonlar için stratejik bir avantaj anlamına geliyor.

Bu dönüşüm yalnızca işe alım süreçlerini değil, iş dünyasının geleceğini de yeniden şekillendiriyor. Yetkinlik temelli yaklaşım, esneklik, öğrenme isteği ve katma değer yaratma gibi daha önce ölçülmesi zor kabul edilen nitelikleri görünür kılıyor. Böylece şirketler sadece bugün için değil, yarının belirsizliklerine de hazır ekipler kurabiliyor. Artık önemli olan, bir adayın nereden geldiğinden çok nereye gidebileceği. Çünkü geleceğin en iyi çalışanları, geçmişi en parlak olanlar değil, potansiyelini ortaya koyabilenler olacak.

Benzer Yazılar

Başarılı Bir İş Görüşmesi İçin Yapacağınız Basit ve Hızlı 5 Hazırlık

CV’nizdeki bilgilerin güncel ve doğru olduğundan emin olun. …

Cinsiyet Ücret Farkı Nedir? Neden olur?

Aynı yetkinliklere sahip kadınlar ve erkekler arasında maaş …

SON BLOG YAZILARI

Tatil Sonrası Sendromunu Yönetmek

Yaz tatilleri, yoğun tempodan uzaklaşıp nefes almak için hepimizin en …

İK deneyimli CEO’ların Devri Geliyor

Son yıllarda liderlik anlayışında belirgin bir dönüşüm yaşanıyor. Finans ya …

Gen-Z’nin Terfi Anlayışı “Kariyer Döngüsü”

2025 Deloitte Global Gen Z ve Millenials anketi, Gen Z’nin …

ETİKETLER