Forbes’un anketine göre CSO’ların yüzde 71’i sürdürülebilirlik stratejilerinin şirketin finansal performansına doğrudan etki ettiğini belirtiyor. WEF Küresel Riskler Raporu 2025’te de çevresel riskler, önümüzdeki on yılın en yüksek etkili riskleri arasında ilk üçte yer alıyor.
Konuya ilişkin açıklama yapan İnsan kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucu Ortağı Jilda Bal, “2025’te gördüğümüz tablo, sürdürülebilirliğin artık bir sosyal sorumluluk projesi ya da iletişim faaliyeti değil, işin merkezine yerleşmiş bir yönetim anlayışı olduğunu gösteriyor. Şirketler, rekabet avantajı yaratmak istiyorsa sürdürülebilirliği finans, operasyon, tedarik zinciri ve insan kaynağı stratejilerinin ayrılmaz bir parçası haline getirmeli. Globalde CSO’lar yalnızca raporlama yapan değil, büyüme stratejisini şekillendiren liderler konumuna geliyor. Türkiye’de de bu ivmeyi yakalamanın en önemli yolu, sürdürülebilirliği finansal ve operasyonel gücün merkezine almak ve şirketin geleceğini güvence altına alacak şekilde bütünsel bir yönetim yaklaşımıyla ele almak. Sürdürülebilirlik artık şirketlerin büyüme hedeflerine yön veren temel bir işleme dönmüş durumda” değerlendirmesinde bulundu.