Üretken yapay zekanın ortaya çıkmasından önce de yapay zeka iş dünyasında önemli bir yer edinmeye başlamıştı. Ancak ChatGPT’nin hayata geçmesiyle birlikte, şirketlerin yapay zeka ile olan etkileşimi farklı bir boyuta taşındı.
Bugün dünya genelinde her 1000 LinkedIn üyesinden yaklaşık 1’i yapay zeka yeteneğine sahip. Öte yandan yapay zekanın benimsenmesi yalnızca teknoloji sektörüne özgü değil; birçok farklı sektör bu alanda yoğunluğunu artırmaya devam ediyor. McKinsey’nin araştırmasına göre, şirketlerin yüzde 78’inden fazlası artık en az bir iş fonksiyonunda üretken yapay zekayı kullanıyor. Geçen yıl bu oran yüzde 55’ti.
Peki, yapay zeka iş dünyasını gerçekte nasıl değiştiriyor? OECD AI’da Dr. Daniel Roash tarafından kaleme alınan bir makaleye göre, üretken yapay zeka araçlarını kullanan şirketlerin iş gücünde değişim yaşama olasılığı, ücretsiz araçları kullananlara kıyasla altı kat daha yüksek. Yapay zekanın bazı iş süreçlerini dönüştürmeye başlamasına rağmen, makalede genel iş gücü üzerindeki etkisinin hâlâ sınırlı olduğuna dikkat çekiliyor. İstihdamda dikkat çekici bir artışın olmaması ise iş gücü piyasasının geleceğine yönelik endişeleri artırıyor. Zira tarih boyunca dönüştürücü teknolojiler yalnızca işleri ortadan kaldırmakla kalmayıp yeni iş imkanları da yarattı.
Öte yandan, Büyük Dörtlü olarak bilinen Deloitte, EY, KPMG ve PwC gibi danışmanlık şirketlerinin, İngiltere’de giriş seviyesi işleri yapay zekâya devrederek işe alımları azaltmaya başlaması bu endişeleri daha da güçlendirdi. The Telegraph’ta yer alan habere göre, ülkenin en büyük mezun istihdam eden firmaları arasında yer alan bu şirketler, maliyetleri düşürme hedefi doğrultusunda bu adımı atarken, daha az lise ve üniversite mezununun işe alınması anlamına gelen bir tablo ortaya çıktı.
İş ilanları platformu Indeed’in verilerine göre ise İngiltere’deki muhasebe firmaları bu yıl mezunlar için geçen yıla kıyasla yüzde 44 daha az ilan yayınladı.
Genç Yeteneklerin İşe Giriş Süreçleri Yeniden Tanımlanıyor
Şirketlerin deneyimli çalışan ararken, gençlerin ise bu deneyimi kazanabilecekleri rollerin giderek azalmasıyla karşı karşıya kaldığını söyleyen Gilda & Partners’in Kurucusu Jilda Bal, “Özellikle danışmanlık, finans, BT gibi sektörlerde yapay zeka destekli sistemlerin devreye alınmasıyla, eskiden giriş seviyesi olarak tanımlanan işler artık makineler tarafından yürütülüyor. Genç yeteneklerin işe giriş süreçleri yeniden tanımlanıyor. Sadece teknik beceri değil, problem çözme, yaratıcılık ve yapay zeka ile iş birliği yapabilme yetkinlikleri artık çok daha belirleyici. Bu dönüşüme uyum sağlayabilen gençler için yeni kariyer yolları açılabilir ama bu, ciddi bir hazırlık ve destek mekanizması gerektiriyor. Bu mekanizma yalnızca teknik becerilerle sınırlı kalmamalı. Gençlere veri analitiği, yapay zeka okuryazarlığı ve yaratıcı düşünme gibi alanlarda erişilebilir eğitimler sunulmalı. Aynı zamanda stajlar, freelance projeler ve gönüllü çalışmalar gibi deneyim alanları yaygınlaştırılarak, gençlerin kendilerini kanıtlayabilecekleri esnek fırsatlar yaratılmalı” görüşlerine yer veriyor.
Yapay Zeka Becerileri, Klasik CV’nin Önüne Geçiyor
Türkiye’deki görünümü de değerlendiren Jilda Bal, Google’ın isteği üzerine Implement Consulting Group’un 2024 sonu itibarıyla yayımladığı “Yapay Zekanın Türkiye’deki Ekonomik Potansiyeli” raporuna dikkat çekiyor. Rapora göre, Türkiye’deki işlerin yüzde 55’i üretken yapay zeka ile birlikte yeniden tanımlanacak. “Bu, işin tamamen ortadan kalkmasından çok, içeriğinin değişeceğine işaret ediyor” diyen Bal, “Aynı raporda sadece yüzde 4’lük bir kısmın doğrudan otomasyona uğrayarak kaybolacağı belirtiliyor. Yani, pozisyonlar yok olmuyor, gençler için işe giriş yolları dönüşüyor. Özellikle giriş seviyesi adaylarda, klasik CV bilgilerinden çok yapay zeka destekli iş yapabilme becerilerinin öne çıktığını gözlemliyoruz. Şirketler artık sadece öğrenmeye açık olmayı değil, yapay zeka araçlarını etkin şekilde kullanabilmeyi somut bir yetkinlik olarak talep ediyor. Bu dönüşüm genç yetenekler için bazı engeller getirse de aynı zamanda yeni fırsatlar da sunuyor. Üniversitelerin, eğitim kurumlarının ve işverenlerin bu değişimi doğru okuması ve gençleri bu yeni düzene hazırlaması önümüzdeki yılların belirleyici faktörü olacak” diyor.
İşverenlerin Diploma Talebi Azalıyor
Yapay zekanın etkisi yalnızca istihdam sayısı, ilan sayısı veya çalışma modelleriyle sınırlı değil. İş tanımları hızla değişirken, bu alanda yaşanan dönüşüm tarımdan inşaata kadar tüm sektörlerde ivme kazanıyor. PwC’nin 2025 Küresel Yapay Zeka İş Gücü Barometresi’nde yer alan analizine göre, yapay zekaya yüksek oranda maruz kalan mesleklerde işverenlerin diploma şartı talebi de hızla azalıyor. PwC Küresel İş Gücü Lideri Pete Brown konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Yapay zekanın hızlı yükselişi sektörleri dönüştürmekle kalmayıp, iş gücünü ve ihtiyaç duyulan becerileri de değiştiriyor. Bu durum, işverenlerin yalnızca para harcayarak kolayca aşabileceği bir şey de değil. İşverenler yapay zeka becerilerine sahip yetenekleri yüksek maaşla işe alsalar bile, eğer iş gücünün sürekli öğrenmesini destekleyecek sistemlere yatırım yapılmazsa, bu beceriler hızla geçerliliğini yitirebilir.”
Raporda öne çıkan detaylar ise şöyle:
Yapay zekaya maruz kalan işler için gereken beceriler, diğer işlere kıyasla %66 daha hızlı değişiyor. Bu oran, geçen yıla göre 2,5 kat daha yüksek.
İşverenlerin diploma talebi tüm işlerde azalıyor, ancak bu düşüş özellikle yapay zekaya maruz kalan mesleklerde daha hızlı gerçekleşiyor.
Yapay zeka tarafından desteklenen işlerde diploma gerekliliği 2019’dan 2024’e %66’dan %59’a düşerken; yapay zeka tarafından otomatikleştirilen işlerde bu oran %53’ten %44’e geriledi.