HABERLER

Araştırma, yalnızca ABD’de toplantı verimsizliğinden dolayı yılda 259 milyar dolar, Birleşik Krallık’ta ise 64 milyar dolar gibi devasa bir kayıp yaşandığını ortaya koyuyor. Günümüzde toplantılar kurumsal karar alma süreçlerinin merkezinde yer alırken, bu büyük kayıpları engellemek için daha az toplantı yapmaktan ziyade toplantıları daha verimli ve kapsayıcı hale getirmek gerekiyor.

Kuşaklararası temsil verimliliği artırıyor

Araştırmaya göre, toplantılarda farklı kuşakların temsilinin artırılması verimliliği doğrudan etkiliyor. Üst düzey yöneticilerin katıldığı toplantıların yaklaşık yüzde 75’inde Z kuşağından kimse yer almıyor. Dahası bu toplantıların yüzde 48’i,ya en genç kuşak olan Z kuşağını ya da deneyimli Baby Boomer kuşağını tamamen dışarıda bırakıyor. Oysa toplantıların daha kapsayıcı bir şekilde düzenlenmesi yalnızca iş gücündeki kuşak dağılımını yansıtmak ABD’de yıllık 28 milyar dolarlık bir verimlilik artışı sağlıyor. Bu da 2 bin 500 çalışanı olan bir şirket için yılda 1.8 milyon dolar tasarruf anlamına geliyor.

Kapsayıcı toplantılar yalnızca zaman tasarrufu sağlamıyor; aynı zamanda her jenerasyonun sunduğu farklı bakış açıları, birikimler ve sosyal ağlar sayesinde karar alma süreçlerini zenginleştiriyor. Bu, daha yaratıcı çözümler üretilmesini ve katılımın artmasını sağlarken aynı zamanda çalışan bağlılığını güçlendiriyor. Sonuç olarak uzun vadede verimlilikte ciddi bir artış yaşanıyor.

“Daha Az Toplantı Değil, Daha Kapsayıcı Toplantılar”

Gilda&Partners Kurucu Ortağı Jilda Bal, bu bulgular ışığında kurumları toplantı kültürlerini gözden geçirmeye çağırıyor:

“Verimsizliği azaltmanın yolu toplantı sayısını azaltmaktan ziyade her kuşağın kendini ifade edebileceği bir ortam yaratmaktan geçiyor. Kuşaklar arası iletişimi teşvik eden ve herkesin katkısının değer bulduğu toplantılar, hem iş sonuçlarını hem de çalışan bağlılığını güçlendirir. Toplantı verimliliğini artırmak için her jenerasyonun sesine yer veren, gerçekten kapsayıcı ortamlar yaratmalıyız. Daha az toplantı değil, daha kapsayıcı toplantılar iş dünyasının geleceğini şekillendirecek.”

SON HABERLER

Belirsizlik dönemlerinde CEO değişimleri artıyor

Ekonomik dalgalanmalar ve jeopolitik gerilimler, CEO'ların görev sürelerini kısaltıyor. Russell Reynolds raporuna göre, CEO'ların görev süresi son yılların en düşük seviyesine inerek 6.8 yıla geriledi. Bu süreçte şirketler, iç kaynaklardan atama ve geçici CEO pozisyonlarına yönelerek belirsizliğe karşı esnek çözümler arıyor

Chief AI Officer çağı başlıyor

Chief Artificial Intelligence Officer (CAIO), şirketlerde yapay zekâ stratejisini belirleyen ve tüm süreçlere entegre eden yeni bir C-seviye rol. PwC’nin araştırmasına göre, doğru uygulandığında yapay zekâ 2035’e kadar küresel GSYİH’yı (Gayrisafi yurt içi hasıla) yüzde 15 oranında artırabilir.

Yapay zekâ yalnızca araç değil liderlik pozisyonu artık

Chief AI Officer (CAIO), yapay zekâ stratejisini yöneten yeni bir üst düzey rol olarak şirketlerin tüm süreçlerine etki ederken, araştırmalar AI’ın küresel ekonomide büyük bir büyüme potansiyeli taşıdığını ve yöneticilerin karar süreçlerinde AI'a giderek daha fazla güvendiğini gösteriyor.