HABERLER

Gilda&Partners Kurucusu Jilda Bal, yeni yılda zam oranlarının yüzde 25- 30 aralığında olacağını belirterek, “Özel sektörün yalnızca asgari ücret artışlarını baz almak yerine, yaşam maliyetlerini, çalışan memnuniyetini ve genel piyasa koşullarını dikkate alarak daha kapsamlı maaş düzenlemeleri yapması çok önemli. PwC’nin 2024 Türkiye Ücret Artışı Trendleri raporuna göre, çalışanların yüzde 68’i ücret artışlarının yaşam maliyetleriyle paralel olmamasından şikayetçi olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda, şirketlerin yalnızca mevcut düzenlemeleri takip etmek yerine, çalışanlarına değer veren, uzun vadeli çalışan memnuniyeti ve şirket bağlılığını da destekleyecek bir ücretlendirme politikası benimsemeleri gerekiyor” diyor.

Adil maaş politikaları oluşturmak için tüm şirketlerin öncelikle kapsamlı piyasa araştırmaları yapmaları gerektiğinin altını çizen Bal, “Korn Ferry’nin 2024 The Latest Remuneration Trends raporunun da gösterdiği üzere, adil ücretlendirme stratejileri sadece çalışan memnuniyetini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda şirketlerin uzun vadede iş gücü verimliliğini de yüzde 20 oranında artırıyor. Şirketlerin, maaş politikalarını yalnızca enflasyon ve asgari ücret artışına bağlı olarak değil, sektör dinamiklerini ve ilgili pozisyonların piyasa değerini göz önünde bulundurarak düzenlenmesi şart. Bununla birlikte, yan hakların maaşlarla birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Örneğin, çalışanlara sağlanan özel sağlık sigortaları, esnek yan haklar ve eğitim olanakları, maaş memnuniyetine önemli katkı sağlayabilir. Ayrıca, yaşam maliyetlerinin giderek arttığı bir dönemde, şirketlerin uzun vadeli planlamalar yaparak çalışanlarının satın alma gücünü koruyacak politikalar benimsemesi adil ve sürdürülebilir bir iş modeli için temel oluşturuyor” açıklamasında bulunuyor.

HANGİ SEKTÖR ÇALIŞANLARI DAHA ŞANSLI?

2025 yılında maaş avantajına sahip sektörlerin başında teknoloji sektörünün geldiğine de değinen Bal’a göre, dijital dönüşüm projelerinin hız kesmeden devam etmesi ve krizlerden daha az etkilenmesi, teknoloji şirketlerini daha çok tercih edilen işverenler haline getiriyor. Korn Ferry’nin 2024 yılı ücret raporuna göre, teknoloji sektöründeki çalışanlar, diğer sektörlere göre ortalama yüzde 18 daha yüksek ücret alıyor. Özellikle yapay zeka, yazılım geliştirme ve siber güvenlik alanlarındaki uzmanların maaşlarında önemli artışlar öngörülüyor. Diğer yandan, hem PwC’nin 2024 Türkiye Ücret ve Yan Haklar Trendleri raporu, hem de Korn Ferry’nin raporuna göre otomotiv, havayolları, sigorta, sağlık ve enerji sektörleri de maaş avantajı açısından dikkat çeken alanlar arasında. Pandemi sonrası sağlık teknolojilerine yapılan yatırımlar, bu sektördeki profesyonellerin ücretlerini yukarı çekerken, yenilenebilir enerjiye olan ilgi enerji sektöründe yetenekli çalışanlara olan talebi artırıyor.

2025 yılında yan hakların, çalışanların maaş kadar önem verdiği bir konu olmaya devam edeceğinin altını çizen Bal, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Özellikle teknoloji sektöründe ve start-up şirketlerde daha çok sunulan hisse hakları, öne çıkan bir yan hak olarak dikkat çekiyor. Korn Ferry’nin yan haklar raporuna göre, çalışanların yüzde 45’i hisse haklarına sahip oldukları şirketlerde daha uzun süre çalışmayı tercih ediyor. Şirketler, bu stratejiyle çalışan sadakatini artırırken, uzun vadeli performansa odaklanmalarını da teşvik ediyor. Özel sağlık sigortası ise hala önemli bir yan hak olmakla birlikte, artan maliyetler nedeniyle tamamlayıcı sağlık sigortalarına geçiş trendi gözlemliyoruz. PwC Türkiye’nin raporuna göre 2024 yılında özel sağlık sigortası sunan şirketlerin oranı yüzde 62’den yüzde 54’e gerilemiş durumda. Bunun yanı sıra, uzaktan veya hybrid çalışma tercihi de popülerliğini koruyor. Araştırmalara göre, ofise dönüş politikaları gündemde olsa da çalışanların yüzde 72’si uzaktan çalışmayı destekleyen işverenleri tercih ediyor. Uzaktan çalışmanın yanı sıra, çalışanların aile üyelerini de kapsayan esnek sigorta seçenekleri ve eğitim destekleri, 2025 yılı için yükselen trendler arasında yer alıyor.”

ASGARİ ÜCRETİN BEYAZ YAKALILARA DA ETKİSİ VAR

Jilda Bal‘ın aktardıklarına göre, şirketler 2025 asgari ücret artış oranını temel alarak kendi ücret politikalarını yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. Bu artış oranının beyaz yakalı çalışanlar için de benzer şekilde uygulanması öngörülüyor. Özellikle, giriş seviyesindeki beyaz yakalı maaşlarının asgari ücretle yakın bir seviyeye gelmesi dikkat çekiyor. Örneğin, 2015 yılında asgari ücretle yeni mezun bir beyaz yakalı maaşı arasında yaklaşık 2.5 kat fark varken, günümüzde bu fark neredeyse eşitlenmiş durumda.

Bu tablo, PwC’nin “2024 Maaş Araştırması” raporuyla da örtüşüyor. Rapora göre, giriş seviyesi pozisyonlardaki maaş artışları genellikle daha yüksek olurken, üst düzey pozisyonlardaki artışlar ise daha düşük seviyelerde kalabiliyor. Bu durum, şirketlerin maaş politikalarını yeniden şekillendirirken karşılaştıkları zorlukları gözler önüne seriyor.

2025’te şirketlerin, maaş artışlarında sadece asgari ücret bazlı bir yaklaşımın ötesine geçerek, enflasyon oranları ve pazar dinamiklerini de dikkate alacak bir denge kurmaları bekleniyor. Maaş düzenlemelerinin yanında, yan hakların da önem kazandığı bir döneme giriliyor. Bu durum, şirketlerin çalışan memnuniyetini artırma ve yetenekleri elde tutma stratejilerinde belirleyici olacaktır.

MAAŞ POLİTİKALARINDA YENİ DÖNEM

Gilda&Partners kurucusu Jilda Bal, yeni asgari ücretle birlikte iş dünyasında yaşanacak değişimleri şu şekilde yorumluyor:

“2025 asgari ücret artışı, şirketlerin ücretlendirme politikalarını yeniden ele almasını ve çalışan memnuniyetini artırmak adına daha stratejik adımlar atılmasını zorunlu kılıyor. Rekabetin arttığı bu ortamda şeffaf ve yenilikçi politikalar, performansa dayalı ödül sistemleri ve artan yan haklar şirketlerin başarılarını sürdürebilmeleri için kritik bir rol oynayacak. Ayrıca iş gücü maliyetlerini dengelemek için verimlilik artırıcı projelere yatırım yapılması gerekmektedir. Buda rutin işlerde otomasyonu ve dijitalleşme adımlarıyla maliyetleri optimize etmekten geçmektedir.”

SON HABERLER

Aşk Acısı İznine Çıkıyorum!

Aşk ve ayrılık acısı, dünyada birçok global şirkette İK birimlerinin üzerine çalıştığı alanlardan biri. Aşk acısına yönelik özel izin ve wellbeing programları yapan şirketler bulunuyor. Uzmanlara göre bu konudaki hassasiyet şirket bağlılığında önemli bir kriter.

Verimsiz Toplantılar Şirketlere Milyarlar Kaybettiriyor

London School of Economics’in 2024’te yayımladığı "When Generations Meet" raporuna göre, kurumsal toplantıların yüzde 35’i verimsiz geçiyor. Bu verimsizlik yalnızca zaman kaybına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda büyük mali kayıplara da sebep oluyor.

2025’te CFO’ların Önceliği Yapay Zeka

CFO’lar, yapay zekanın işletmeler üzerindeki etkisine CEO’lardan daha fazla güveniyor. …